Tuesday, January 10, 2012

Ne Olacak Bizim Halimiz: Uzun Ince Bir Yol

Hayatim hep hayal ederek ve o hayallerin pesinden kosmakla gecti diyebilirim. Bu hayaller bazen hedeflerim oldu bazen yalnizca isteklerim kaldilar. Yani dusuk dozajli isteklerim kaldilar. Beni krizlere suruklemeyen, ruyalarima girmeyen isteklerim kaldilar. Ama bir hedefimi farkettim su anda hedef demeye korktugum bir istegim. Cunku ruyalarima girer de derdim olursa beni benlikten edecek yine divane olucagim diyerek korktum. 

Ama uzak da tutamadim kendimi. Ben kendimi de ait hissettigim Anadolu topraklarinin bu paril paril parlayan  cevherli genc arkadaslarima, kardeslerime, abilerime ve ablalarima hizmet etmek istedigimi farkettim. Su anda o uzun macerali Amerika yillarimdan sonra geldigim vatan diye icime her gun koklayarak cektigim Anadolumun genclerindeki o mukemmel yuzyillarin degil, bir Osmanli Imparatorlugunun degil bin yillarin Sumerlere kadar uzanan medeniyetlerin irfanini onlarin mayalarinda en derinden kesfettim. Dusundum ki bu genc insanlar cok buyuk hizmetlere vesile olacaklar dunya insanligi adina. Sonra icinden biri olmaya basladikca da zamanla, zamanin ne kadar o mayamiza dokunduguna ve o mukemmel mayanin uzerine bir kuf gibi yapistigina ve uzerini sanki acilmayacakmis gibi kirlettigini farkettim.

Bir anda buyuk bir huzne ve umitsizlige kapildim. Acaba gercekten olmayacak mi bizden bir sey dedim. Bizde dizilere gomulen, dunyada ne olup bitiyor dan habersiz sefil bir topluluk muyuz. Bizde kafalarimizi ve kalplerimizi belli cinsel arzularimiza kilitlemis, insanliga dogruluk, hak yemezlik yani aslinda delikanlilik ogretmis Osmanli medeniyetinin torunlari olmus oldugumuzu unutup aslinda hayatlarimizin cok kucuk kismini kapsayabilecek bazi oyun oynaslara tum hayatimizi mi veriyoruz diye cok ama cok uzuldum. Dogruydu bu belki. Yanlis yerlerdeydi cogumuzun kafasi ve kalbi. Ilmin kendini bilmek oldugunu bilmeden, baskalarinin bize bizi anlattigi gibi yasamaya devam eden biri suru olmak hepimizi sıkıyor ama yapacak bir sey yok ne yapalim herkes boyle deyip devam ediyorduk hayatimiza sanki. Ama ben biliyorum dostlar cok sevdigim genc kardeslerim biliyorum hic birimiz tam tatmin olamiyorduk bu hayatimizla ve olamiyoruz hala. Cunku biz medeniyetlerin besigi Anadolunun evlatlariyiz.

Sevgili kardeslerim umidimi kaybetmedim ben. Bu maya oyle yada boyle ortaya cikacaktir. Inancim bu yondedir. Ve bu yeniden hayata donmeyi yuzyillardir beklemis o durustluk, civanmertlik, kardeslik, ve aslinda delikanlilik mayasi ortaya cok yakinda cikacaktir. Kardeslerim ne olursunuz sadece ilimle neler oldugunu batinin o pozitivist ilim ve bilim mantalitesiyle hangi sonuclara sebebiyet verdigini Hindistanda, Cezayirde, Amerika kitasindaki yerlilerin tarihinde ve dunyanin pek cok yerinde cok uzulerek rastlariz. Bu dunyaya Anadolunun yuzyillara degil binyillara dayanan delikanlilik, adamlik mayasi lazimdir. Ve siz, bu topraklarin yigitleri, inaniyorum bunu gosterecegiz en yakin zamanda tum dunyaya. Genclerin bu statuko duzenlere baskaldirdigi bu donemde Anadolunun yigit evlatlari silkinecekler ve bizde variz o genclerin arasinda diyecek bu ozgurluk hareketlerinin oncusu olacaklardir. Konya'nin Turkmenlerinden, Trabzonun Lazilarina, Diyarbakir'in Kurdune; Malatya'nin Ermenisinden, Bingolun Zazasina her kim yasadiysa bu topraklarda yuzyillarca kardes ve beraber; beraber yasama kulturunu tum dunyaya yigitce anlatacagiz el ele ve gonul gonule.

Umidini kaybetmemis tum genc kardeslerime, ve bir umit isigi bekleyen tum genc arkadaslarima ithafen...

Muhammet Emre Akkaş